Bir terastasınız. Karşınızda yamaçlara kurulmuş pastel renkli evler, sirenlerin (Yunan mitolojisinde sesleriyle denizcileri büyüleyen deniz kızına benzer yaratıklar) yaşamış olduğuna inanılan Sirenuse Adaları’nın (bir diğer adıyla “Li Galli”) silüetleri eşliğinde masmavi bir deniz, hemen önünüzde yeşil-sarı İtalyan çinisi kaplı bir kubbe… Rüyada değil, Positano’dasınız : ) (Teras da La Sirenuse Oteli’nin terası : ) Birazdan anlatacağım.)

Le Sirenuse’nin terasından enfes Positano manzarası

Küçük bir balıkçı köyü iken ünlü yazar John Steinbeck’in 1953 yılında bir moda dergisine yazdığı bir yazı üzerine böylesi bir turistik üne kavuşan Positano kesinlikle Amalfi Sahilleri’nin en güzel beldelerinden biri. Deniz seviyesi fazla kalabalık, fazla turistik ve biraz da pahalı olabilir ama sabredip o gördüğünüz yamaçlara doğru çıkarsanız bambaşka bir Positano karşılıyor sizi. Yeşillikler arasında durup Positano’nun bütün güzelliklerini bir nefeste içinize çekiyorsunuz. Haydi  şimdi gelin birlikte yaşayalım bu güzelliği; ona ilk kez kendi kollarınızla sarılacağınız ya da tekrar kavuşacağınız o anı düşleyerek…

 

Positano’ya Ulaşım

Positano’ya Amalfi’den deniz otobüsüyle 30 dk’da, Sita otobüsleriyle 40 dk’da ulaşabilirsiniz. Amalfi’nin daha doğusundaki beldelerden Positano’ya gelmek için Amalfi’de aktarma yapmanız gerekecek.

Positano’ya Sorrento’dan gelecekseniz, Alicost ve Alilauro’nun deniz otobüsleriyle 45 dk – 1 saat arasında bir yolculuk sizi bekliyor. Sita otobüsleri de 1 saatte Positano’ya ulaşıyor.

Napoli’den yola çıkacaklar da trenle 1 saatte Sorrento’ya gelip Positano’ya buradan geçebilir. Bir de Napoli’den Capri aktarmalı olarak gelme seçeneği var ki Capri’yi gezme niyetiniz yoksa bu çok pahalı bir seçenek olacaktır.

Amalfi Sahilleri Gezi Rehberi yazımızda Amalfi Kıyıları’nda ulaşıma ilişkin daha detaylı bilgi bulabilirsiniz.

 

Positano’da Konaklama

Yüksek sezonda Positano, Amalfi gibi popüler beldelerin konaklama fiyatları çok yüksek olduğu için biz Minori’de konaklamaya karar vermiştik. Balayını Amalfi Sahilleri’nde geçiren bir arkadaşımız “Positano’da bir gece kalabilirseniz mutlaka kalın, gece çok güzel oluyor” diye nifak tohumlarını ekince enine boyuna oturduk düşündük : D  Yüksek sezonda Amalfi’den Minori’ye giden son otobüs 23:00’teydi; bu yüzden 21:50’de Positano’dan kalkan Amalfi otobüsüne binmemiz gerekecekti. Hele bir de otobüs doluysa ve bizi almazsa çok büyük sıkıntı çekecektik; o yüzden hedef 20:50 otobüsü olmalıydı. Bir yaz akşamı 20:50’de geri dönme fikri bize bira koyunca Positano’da tek gecelik konaklama seçenekleri araştırmaya başladık. Minori’de 3 gecelik konaklama fiyatına Positano otellerinde tek gece konaklandığını görünce bu defteri hızla kapattık tabii : D

Bütçeyi zorlamak istemiyorsanız, Amalfi Sahilleri Gezi Rehberi yazımızda yazımızda da bahsettiğimiz üzere yüksek sezonda Minori, Maiori gibi beldelerde konaklamak çok daha mantıklı olabilir. Bir düşünün deriz : )

 

Positano Plajları

Positano’da Marina Grande, Fornillo, Arienzo ve Laurito plajları yer alıyor. Bizim asıl planımız sabah Marina Grande’ye göre çok daha sakin olan Fornillo Beach’te takılmak, öğleden sonra ise Marina Grande’ye geçmekti. Fakat bir gün önce Amalfi’deki kalabalık plaj ve kirli deniz bizi o kadar bezdirdi ki, radikal bir kararla Positano’da denize girmeme kararı aldık! Onun yerine akşamüstüne kadar canımız ciğerimiz Minori’de keyif çattıktan sonra duşumuzu aldık ve elimizde plaj eşyası  vs olmadan rahatça Positano’ya gezmeye geldik. Kesinlikle pişman değiliz ama tabii ki bu size Positano plajları hakkında bilgi vermemize engel olamaz : )

Marina Grande

300 metre uzunluğuyla Positano’nun en büyük plajı olan Marina Grande, sıra sıra dizilmiş turuncu-sarı çizgili plaj şemsiyelerine, yamaçlara kurulmuş pastel renkli evlerin eşlik ettiği inanılmaz fotojenik bir plaj : ) Beldeye ilk geldiğimizde Marina Grande’ye ve Positano’nun simgesi olan yamaçtaki evlere şöyle bir tepeden baktık, ama plaja inmemiz saat 19:00’u bulduğu için bu saatte neredeyse kimseler kalmamıştı. Yine de gündüz çok kalabalık olacağını tahmin etmek hiç de zor değil. Plajda iki tane işletmenin yanı sıra bir de halka açık alan bulunuyor.

Fornillo Beach

Marina Grande’den yola çıkıp batıya doğru Via Positanesi D’America’yı takip ederseniz yaklaşık 15 dk’lık bir yürüme sonucu Positano’nun daha sakin plajı Fornillo’ya varabilirsiniz. Burada da işletmelerin yanı sıra halka açık alan mevcut.

Arienzo Beach

Burası “300 basamak” plajı olarak da adlandırılıyor çünkü plaja ulaşmanız için 300 basamak inmeniz lazım : D Sita otobüsleri ile buraya ulaşabilirsiniz; en yakın durak Orticelli.

Laurito Beach

Bu küçük plaja Hotel San Pietro’nun karşısındaki küçük meydandan başlayan merdivenlerle inebileceğiniz gibi, plajdaki işletmelerden Da Adolfo’nun müşterilerini aldığı özel botuyla Marina Grande’den de gelebilirsiniz. Yalnız hatırlatalım; Da Adolfo’da yemek yemek ya da denize girmek için önceden rezervasyon yaptırmak gerekiyor. Marina Grande plajındaki balık şeklindeki kırmızı tabelada detaylar yazıyormuş. İlgileniyorsanız gözleriniz bu kırmızı balığı arasın : )

 

Tanrıların Patikası (Path of the Gods) – Positano Yürüyüş Rotası

Tanrıların Patikası rotası Positano’nun tepelerindeki yerleşim yeri Nocelle ile Bomerano arasında uzanıyor. Bomerano’dan başlayıp batıya gitmenin, Nocelle’den başlayıp doğuya gitmekten daha kolay olduğu söyleniyor. Böylece hem bütün panorama önünüzde oluyormuş hem de yürüyüşe sabah saatlerinde çıkarsanız güneş arkanızda kalacağı için güzel fotoğraflar elde edebiliyormuşsunuz. Rota güneşin feci yaktığı öğle saatlerinde yapılmaya müsait görünmüyor. Daha detaylı bilgi için Path of the Gods websitesini incelemenizi önereceğiz.

 

Positano’da Gezilecek Yerler

 

Via Cristoforo Colombo: Positano’ya Sita otobüsüyle geliyorsanız “Positano (Sponda)” durağında inin ve Via Cristoforo Colombo boyunca yürüyerek Positano’nun sizi muhteşem manzarasıyla karşılamasına izin verin : ) Bizim gibi 59793702 fotoğraf çekerseniz muhtelemen o yolu yarım saatte yürürsünüz ama olsun : D

Le Sirenuse’nin terası: Via Cristoforo Colombo’dan devam ederken sol tarafta bembeyaz pencereleri ve “Pompeian red” olarak geçen kiremit rengi cephesiyle Positano’nun en lüks oteli olan Le Sirenuse otelini göreceksiniz. Dört kardeş 1950’lerde yazlık evlerini böyle bir otele çevirmişler. Eylül ayında bile otelin geceliği 4.000 TL ile 12.000 TL arasında değişiyor! Neyse ki otelin terasındaki masalsı manzaranın tadını çıkartmak için biz zavallı insancıkların da şansı var : ) Otele girişte sağda resepsiyon var. Hiç tereddüt etmeyin, “Aman bir şey derler mi, rezil olur muyuz?” demeyin, kendinizden emin adımlarla dümdüz karşıya terasa çıkın! Onur ilk başta adamlar bir şey derlerse diye baya gerildi ama bu duruma fazlasıyla alışık oldukları için kimse bir şey sormuyor, kimse”huoopp nereye bilader?” diye yolunuzu kesmiyor. Terastayken de ayrı bir tedirgin olduk, “Çok mu kaldık acaba? Kesin şimdi kovalayacaklar“ dedik ama o da olmadı : ) Kısacası: tadını çıkarın! Positano’nun en güzel iki manzarasından biri tam karşınızda duruyor : ) (Diğeri Viale Pasitea’dan izleyeceğiniz manzara : ) )

Via Dei Mulini: Via Cristoforo Colombo 95 numaradaki butik Missoni’nin tam karşısında, yolun solundaki merdivenler sizi Via Dei Mulini’ye indirecek. İsterseniz Via Cristoforo Colombo üzerinden Collina Positano Bakery’ye kadar yürüyüp oradan da Via Dei Mulini’ye bağlanabilirsiniz. Burada çok sayıda butik, dükkan ve hediyelik eşya mağazaları var. 10 numaralı binadaki kafe La Zagara’dan Chiesa di Santa Maria Assunta’ya doğru inen yokuş ise hem üzerindeki sarmaşıklarla ve çiçeklerle hem de sokak satıcılarıyla oldukça renkli bir sokak.

Chiesa di Santa Maria Assunta: İşte sarı-yeşil İtalyan çinisi “majolica” kaplı kubbesiyle Positano’nun simgesi olan kilise. İçeri girip dolaşmak istedik ancak arkadamızdan sinsice gelen bekçi efendi gelip bizi kovaladı -.- İçeride mini etekli elbiseli kadınlar vardı, benim de üzerimde tek omuzlu bir bluz ve şort vardı. Onları kovmayıp bizi kovunca adama sinirlendim ve “kıyafetim yüzünden mi kovuyorsun?” dedim bluzu düşünerek. Adam “yav he he” diyip kışkışladı bizi. Sonradan aklım başıma geldi; aslında bluz yüzünden değil şort yüzünden almadı : / (yurtdışında kiliselere şortla girilmesi uygun değil). Küçük bir hatırlatma: kilisenin önündeki küçük meydanda, yerde ve duvarlard modern mozaik eserler var.

Viale Pasitea: Akşam yemeği yiyeceğimiz C’era Una Volta ‘ya ulaşmak için çizdiğimiz rota Positano’nun en tatlı caddesi Viale Pasitea’yı boylu boyunca kapsıyordu. Bu cadde yokuş yukarı olduğu için biraz zorlayıcı olabilir ama Positano’nun müthiş yamaç evlerini, denizi ve Chiesa di Santa Maria Assunta manzarasını tam zıt yönden izlemenize olanak sağladığı için kesinlikle değer! Burası da butikler, kafeler, restaurantlar ve insanlarla dolu bir cadde; yine de Positano’nun merkezine göre çok daha sakin.

Viale Pasitea’den muhteşem bir Positano manzarası

Positano’dan Ne Alınır?

Via Cristoforo Colombo ve Via Dei Mulini’de birçok butik ve hediyelik eşya satan dükkan var; buralardan seramik ürünleri, limoncello ve içine bir şekilde limon kaçmış her şeyi alabilirsiniz : D La Zagara’dan Church of Santa Maria Assunta’ya doğru yokuş aşağı inen üzeri sarmaşıklarla ve çiçeklerle örülü sokakta da bir çok tezgah kurulu. Buradan takı, suluboya resimler vs. hediyelik ürünler alabilirsiniz.

Positano’da Yeme-İçme Rehberi

Marina Grande’de hemen plajların dibinde çok turistik olan üç işletme var: Le Tre Sorelle, Chez Black ve Ristorante La Cambusa. Biz buraları özellikle denemek istemedik. Onlar yerine çok daha gizli kalmış, daha sakin, çok daha ucuz ve çok daha leziz yemeklerin olduğu iki yer almıştık listemize: C’era Una Volta ve Ristorante Saraceno d’Oro. Seçimimiz C’era Una Volta oldu. Via Cristoforo Colombo’nun sonundan C’era Una Volta’ya ulaşana kadar toplamda 1.2 km yürüdük ve bazen yokuşlardan bazen de merdivenlerden 120 metre yüksekliğe çıktık. Kolay olmadı, özellikle merdivenler hiç kolay olmadı : D Hadi yokuşlar yine iyiydi çünkü Viale Pasitea manzarası yokuşun etkisini baya baya hafifletti. Ama o merdivenli dar sokaklar… Çok söylendim. İtiraf ediyorum. “Ya bir yeri de keşfetmeyiverelim yaaa : (” diye çok sızlandım. Onur yine beni “tamam az kaldı” diye diye oyaladı ve sonunda hedefimize ulaştık.

İşte o merdivenler!

Bu arada siz bizim gibi manyaklık yapmak zorunda değilsiniz. C’era Una Volta ile “Positano (Chiesa Nuova)” durağı arası sadece 160 metre : ) Sita otobüsleri akşam saatlerinde bir saat aralıklarla geçtiği için, Amalfi’ye dönüşte geç kalmamak için yürümek zorundaydık. Ertesi gün yapacağımız Ravello-Minori yürüyüşünde nelerle karşılaşacağımı bilseydim şu rota için hiiiiiç söylenmez “aa ne de güzel tatlış merdivenler ^.^” falan derdim sanırım : D

C’era Una Volta’nın terası muazzam. Bir tarafı yemyeşil yamaç, bir tarafı masmavi deniz. Hele bir de biz gün batımında ordaydık ki tadına doyamadık… Yalnız arkadaşlar lütfen bizim gibi vurdumduymaz olmayın ve rezervasyon yaptırın. Biz gittiğimizde terasta şans eseri boş bir masa vardı. Diğer her yer rezervasyonlu medeni insanlara verilmişti : D

Fiyatlara gelirsek: spaghetti alle cozze (kum midyeli spaghetti) 10 Euro, Margherita pizza 4.5 Euro, Aperol Spritz 5 Euro, Peroni 4 Euro, coperto ise kişi başı 1.5 Euro’ydu. Fotoğrafta gördüğünüz üzere porsiyonlar çok büyüktü ve denediklerimiz de inanılmaz lezzetliydi. Positano’da mutlaka burada bir akşam yemeği yemenizi öneriyoruz; bizce pişman olmazsınız : )

Bu arada C’era Una Volta “once upon a time (bir varmış bir yokmuş)” demek. Yaşattığı masal anlara çok yakışan bir isim bizce ; )

 

Positano için listemize aldığımız ama deneme fırsatı bulamadığımız mekanlar

Franco’s Bar: La Sirenuse Oteli’nin yanında bulunan bu barı, yazının girişinde bahsettiğimiz manzaraya karşı “La Dolce Vita” kokteylimizi içmenin hayaliyle listemiz en başındaydı. Positano’ya varınca Sita durağından beldenin merkezine doğru yürürken saat 18:00 civarında önünden geçtik. Yeni açılmıştı, henüz boştu ancak tepede bu saatte bile gözleri açtırtmayan bir güneş olunca bir saat sonra gelelim dedik. Hayatımda yaptığım en büyük hatalardan biri daha… Bir saat sonra geldiğimizde her yer doluydu, bir de üstüne bekleme sırası vardı : ( Eğer inat edip bekleseydik muhtemelen Positano’dan başka hiçbir yeri gezemezdik. Bu sebeple resmen yıkılarak çıktım oradan : ( Rezervasyon da kabul etmedikleri için açılır açılmaz orada bulunmaya bakın derim. Mayıs-Ekim ayları arasında 18:00-01:00 arasında açık.

Ristorante Saraceno d’Oro: Limon ağaçlarının altındaki yeşil-beyaz minderli bankları, masalardaki limon sepetleri, “Pompeian red” renkli dış cephesi ve devetabanı saksılarını ilk gördüğüm anda buraya vuruldum! Positano’da tek akşam geçirebileceğimiz için C’era Una Volta’yla aralarında bir seçim yapmak zorundaydık. Onur C’era Una Volta’yı istedi, ben de tabii ki onu kırmadım :* Bu sebeple Ristorante Saraceno d’Oro’yu deneyemedik ama iki gece kalsaydık kesinlikle birinde buraya giderdik. Fiyatlar da yüksek değil; pizzalar 7-10 Euro, kalamar ve karides kızartması 12 Euro. Ayrıca take-away de alabiliyorsunuz.

La Zagara: Yine tokluk belası yüzünden deneyemediğimiz La Zagara’nın tatlıları ve tatlılarından daha tatlı olan bahçesi aklımızda kaldı : (

Da Ferdinando: Eğer Fornillo plajına gitmiş olsaydık acıkınca burayı deneyecektik. Hem yorumları iyiydi hem de plajdaki bir işletmeye göre yemekler baya güzel gözüküyordu.

Lo Guarracino: Marina Grande’den Fornillo Beach’e giden yolda bulunan Lo Guarracino, Sirenuse Adaları ve Fornillo manzaralı konumunun yanı sıra Marina Grande’deki mekanlara göre daha uygun fiyatlarıyla listemizdeydi. Makarna grubundaki ana yemek çeşitleri 12-22 Euro arasında; balıklar daha pahalı tabii.

Da Adolfo: Yazının “Positano Plajları” kısmında bahsettiğimiz üzere Laurito plajında hem yemek hem de deniz keyfi yapmak isterseniz önceden rezervasyon yaptırmak şartıyla Marina Grande’den belirli saatlerde kalkan özel botla buraya ulaşabilirsiniz. Marina Grande’ye ilk dönüş saati 16:00 olunca bütün günümüz burada geçmesin diye vazgeçtik.

Delicatessen: La Zagara’ya gelmeden hemen önce, Via Dei Mulini’yi Via Cristoforo Colombo’ya bağlayan merdivenlerin yanında bulunan sarmaşıklar içindeki kiremit rengi binayı fark etmeme olasılığınız yok : ) Burası hem şarküteri hem market. Şarküteri ürünleriyle ya da mezelerle sandviç yaptırabilirsiniz. Bizim de amacımız buydu aslında ama gittiğimiz saatte neredeyse hiç şarküteri ürünü kalmamıştı. Amaaa Paris’te keşfettiğimiz canımız ciğerimiz Aperivrais marka peyniri bulunca affetmedik ve yanına da buzzz gibi Bellini aldık!

Gelateria Buca di Bacco: Canımız Positano’da dondurma isterse diye listemize aldık ama tabii ki tokluktan dondurmaya yer bulamadık : ) Marina Grande’deki Buca di Bacco Restaurant’a bağlı ama biraz arka tarafta, kemerlerin altında bir yerde kalıyor.

Collina Positano Bakery: Via Cristoforo Colombo’nun sonundaki Collina’yı “bakery” kategorisinden listemize almıştık ancak içine girince vasat bir kafe gibi geldi. Karşı binada bahçesi de varmış. Siz isterseniz bir girin bakın. Bizi pek çekmedi.

Latteria: Viale Pasitea üzerinde, dışarıda birkaç masası olan bir “deli”. Önünden geçerken aperitivo yapan bir-iki genç çift vardı. Hem yemek yemeye gittiğimiz için hem de manzarası olmadığı ve yola baktığı için burada oyalanmak istemedik.

 

John Steinbeck’in Gözünden Positano

John Steinbeck’in Positano hakkındaki yazısının bazı yerlerine vurgu yapmadan bu yazıyı noktalamak istemedik : ) Tam metni okumak isterseniz Le Sirenuse’nin websitesinde mevcut.

“Positano bites deep. It is a dream place that isn’t quite real when you are there and becomes beckoningly real after you have gone.”

“Positano içinize işler. Siz oradayken tam anlamıyla gerçek değilmiş gibi gelen, ama gider gitmez cezbedici bir şekilde gerçeğe dönüşen bir masal diyarıdır burası.”

“Nearly always when you find a place as beautiful as Positano, your impulse is to conceal it. You think, “If I tell, it will be crowded with tourists and they will ruin it, turn it into a honky-tonk and then the local people will get touristy and there’s your lovely place gone to hell”. There isn’t the slightest chance of this in Positano.”

“Positano kadar güzel bir yer keşfettiğiniz zaman içgüdesel olarak onu herkesten saklamak istersiniz. ‘Eğer anlatırsam, turistlerle dolup taşacak ve burayı mahvedecekler, sonra yereller de turistleşmeye başlayacak ve sonunda bu sevgili yer cehennem olacak’ diye düşünürsünüz. Positano için bu söz konusu bile olamaz”.

“Again, Positano is never likely to attract the organdie-and-white linen tourist.”

“Positano asla beyaz keten kıyafetli turistleri cezbedemeyecek.”

Sevgili Steinbeck, Positano’ya övgü dolu yazısı neticesinde buranın tam da böyle bir yer haline gelmiş olmasına nasıl tepki vermiştir acaba? : )

 

Positano’dan Ayrılırken…

Dönüşte Sita otobüsü beklerken Positano’nun en yüksek tepelerinde, Montepertuso ve Nocelle’de, aralıklarla 5-6 yerde çok büyük yangınlar gördük. Bazıları tepelerde kalan yerleşim yerlerinin yakınlarına kadar inmişti. Hepimiz dehşetle izledik : ( Yangınlar gündüz saatlerinde başlamış, deniz itfaiyesinin çabaları ertesi gün akşama kadar sonuç vermemiş : (  Path of the Gods yürüyüş rotasını yapanlar ne yaptı hiç bilemiyorum… Hatta aynı gün Vezüv Yanardağı ve Napoli çevresi de dahil olmak üzere İtalya’nın neredeyse 500 farklı yerinde bu şekilde birçok yangın çıkmış. Maalesef bu yangınlara o günlerde bölgenin aşırı sıcak ve kuru havası sebep olmuş : (